Kıbrıs’ta herkes ayrı telden çalıyor!
KKTC Lideri Tatar ve Rum Lider Anastasiadis, BM Genel Sekreteri Guterres ile buluştu. Görüşme sonrası Türk tarafında iki devletli çözüm söylemi öne çıkarken, bu talebi tamamen görmezden gelen Rumlar ve Yunanlar, BM’nin Geçitkale Üssü ve Maraş konularını kınamasını istiyor.
Batuhan Gülşah / Atina
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Anastasiadis ile üçlü görüşme kapsamında New York’ta bir araya geldi. Ersin Tatar, görüşme sonraısnda “Bizim hakkımız, egemen eşitlik ve tanınmak ve bu şekilde önümüze bakabiliriz. Egemen eşitliğe dayalı, yanyana yaşayan iki devletin işbirliği ile ancak Kıbrıs’ta bir anlaşma olabilir” dedi. KKTC medyası, Tatar’ın sözlerini öne çıkarırken, görüşmelerden somut bir sonuç çıkacağına dair umuda, Kıbrıs Türkleri arasında pek rastlanmıyor.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM HORTLAĞI
Bambaşka telden çalan Güney Kıbrıs’ta ise Anastasiadis’ten bağımsız olarak -zira Türkiye ve Kıbrıs Türkler’i ile olan “çetrefilli meseleler”de Yunanistan’da ve Güney Kıbrıs’ta başta kimin olduğu önem taşımıyor- mevcut statükoyu korumak ve Türk tarafının iki devletli çözüm önerisine her şekilde karşı durma refleksi ön plana çıkıyor. Sigma, Politis gibi Rumlar’ın öne çıkan yayın organları da gerek Anastasiadis’in gerekse diğer Rum siyasetçilerin çift devletli çözüme ateş püskürdüğü demeçleri öne çıkarıyor. İki devletli çözüm hortlağıyla birlikte Rumlar’ın acendasında KKTC’deki Geçitkale Üssü ve Maraş’ın açılacak kısmı yer alıyor. BM’nin iki başlığa daha sert tepki göstermesini istiyorlar. ERT, OPEN, SKAI gibi ana akım Yunan medyası da Rumlar’ın yaklaşımını ve söylediklerini aynı şekilde benimseyen haberler yaptı.
ADI ‘BARIŞ GÖRÜŞMESİ’ AMA...
Yani, BM görüşmesi sonrası Türkiye ve KKTC’de iki devletli çözüm isteği giderek yüksek sesle diilendirilirken, Rum ve Yunan kamuoyu bu talebi tamamen reddediyor. İki devletli çözümü hasıraltı eden Rum/Yunan medyası ve siyasetçileri, KKTC’deki askeri üsler ve Maraş konularına doğru dümen kırarak BM’nin buraya yoğunlaşmasını istiyor. Yani “Barış Görüşmeleri” denen bu temaslarda iki tarafın istekleri ve talepleri birbiriyle tamamen alakasız desek yanlış olmaz.