Kavcıoğlu: Enflasyonda düşüş eğilimi bekliyoruz

Kavcıoğlu: Enflasyonda düşüş eğilimi bekliyoruz

TCMB Başkanı Kavcıoğlu, kısa vadede enflasyona etki eden geçici unsurların zayıflayacağını ve son çeyrekte enflasyonun düşüş eğilimine gireceğini düşündüklerini açıkladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Para Politikası, Enflasyon ve Yatırımlar” toplantısında ekonomideki son dönem gelişmelerini değerlendirdi.

AVRUPA BİRLİĞİ, TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ TİCARET ORTAĞI

Türkiye ihracatının yüzde 55’ini ve ithalatının ise yüzde 50’sini Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin oluşturduğunu söyleyen Kavcıoğlu; AB’nin, Türkiye’nin en önemli ticaret ve yatırım ortaklarının başında geldiğini belirtti.

En fazla ihracat yapılan ülkenin ise Almanya olduğunu vurgulayan Kavcıoğlu, “Son dönemde salgının etkileriyle azalmakla birlikte yabancı ziyaretçilerimizin de önemli bir bölümü AB ülkelerinden. Doğrudan yabancı yatırımlarda da Avrupa ülkelerinin payı yüzde 60'lar civarında. Bu nedenle bu toplantıya katılımınızı ve burada oluşacak karşılıklı görüş alışverişi ortamını önemli bulduğumu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.

“SON ÇEYREKTE ENFLASYONUN DÜŞÜŞ EĞİLİMİNE GİRECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Konuşmasında enflasyona ilişkin açıklamalar yapan Kavcıoğlu, “Ağustos ayında yıllık enflasyon gıda grubunda oldukça belirgin artarken hizmet grubunda sınırlı bir miktar yükseldi, diğer ana gruplarda ise geriledi. Üretici enflasyonu ise emtia fiyatları, tedarik zincirindeki aksaklıklar ve talep koşulları nedeniyle yükselişine devam etti. Kısa vadede enflasyon görünümünde etkili olan geçici unsurların etkisini yitireceğini ve son çeyrekte enflasyonun düşüş eğilimine gireceğini düşünüyoruz. Gıda dışı enflasyonun yılın geri kalanında da manşet enflasyonun altında kalmaya devam etmesini bekliyoruz” dedi.

Mevsim değişikliğinin yarattığı olumsuz koşullardan dolayı gıda fiyatlarının ayrıca ele alınması gerektiğinin altını çizen Kavcıoğlu, “Son dönemdeki enflasyon dinamiklerinden bahsederken, gıda fiyatlarına özel olarak değinmek gerekiyor. Gıda fiyatlarında, olumsuz hava koşulları, kuraklık, bazı ülkelerde gıda ihracatına yönelik özel kısıtlamalar ve stok artışına bağlı olarak küresel bir artış gözlemliyoruz. Bu çerçevede, merkez bankaları ve politika yapıcılar, gıda fiyatlarındaki gelişmeleri, çekirdek enflasyon gelişmelerini ve artan enflasyonun enflasyon beklentilerine etkisini takip ediyorlar. Nitekim IMF, Dünya Ekonomik Görünümü - World Economic Outlook raporunun son güncellemesinde, merkez bankalarının fiyat dinamiklerini analiz etmesi ve enflasyondaki hareketlerin geçici olup olmadığını dikkate alması gerektiğini kaydetti. Türkiye'de de gıda fiyatları yükselişte ve temmuz ve ağustos aylarında gıda fiyatları enflasyonu gerek tarihsel ortalamalardan gerekse gıda dışı enflasyondan belirgin olarak yüksek seyretti” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL NORMALLEŞME ARTTIKÇA FİYATLAR DÜŞECEK”

Salgının getirdiği arz ve talep şoklarıyla ortaya çıkan fiyat hareketliliğinin geçiciliğine dair analizler yaptıklarını belirten Başkan Kavcıoğlu, “Para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve bunların orta vadeli enflasyon hedefimizle uyumlu seyretmesine ilişkin analizler yanında, önümüzdeki dönemde arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına biraz daha fazla ağırlık verilecektir. Son dönemde belirli ürünlerdeki fiyat artışları tarihsel ortalamalarının oldukça üzerine çıktı. Enflasyona en çok katkı yapan ürünlere baktığımızda, ağustos ayındaki yıllık fiyat artışlarının son 10 yıldaki ortalama fiyat artışlarının üç-dört katını aşabildiğini görüyoruz. Bu durumun bir sebebi, biraz önce de değindiğim gibi salgına bağlı olarak emtia fiyatlarındaki artışlar ve arz kısıtları gibi gelişmeler olsa da bu unsurlar tek başlarına bazı ürünlerdeki fiyat artışlarını açıklamakta yeterli olmayabiliyor. Özellikle salgından olumsuz etkilenen ve salgından sonra talebin canlı olduğu sektörlerde fiyatlarda daha yüksek artışlar görüyoruz. Ancak ortaya çıkan bu fiyatlama davranışlarının, ekonomik ve sosyal normalleşme hız kazandıkça önümüzdeki dönemde yeniden salgın öncesi haline yakınsayacağını değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.

“REZERVİMİZ 120 MİLYAR DOLAR BANDINA ULAŞTI”

Konuşmasında döviz rezervlerindeki iyileşmenin, kurumun öngörüleri ile uyumlu seyrettiğine dikkat çeken Kavcıoğlu, rezerv miktarının 85-90 milyar dolardan 115-120 milyar dolar seviyelerine çıktığını vurguladı.

Yapılan swap anlaşmaları, reeskont kredileri, cevherden altın alımı ve zorunlu karşılık adımlarının bu artışa katkı yaptığını ifade eden TCMB Başkanı, “Ülkemizde fiyatlar genel seviyesinde sağlanacak istikrar, ülke risk primindeki düşüş, ters para ikamesinin ivmelenmesi, döviz rezervlerinin yüksek artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır” ifadelerini kullandı.

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz