Kafkasya ve İzmir Dağlarında Açan Aynı Çiçektir | Bülent Sağlam
Bildiğiniz gibi yakın zamanda İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunu kutladık. Bir kez daha İzmir’in dağlarında çiçekler açar marşını hep beraber hatırladık. Tabii hemen sosyal medyada bazı bilgiçler “o marş aslında Kafkasya marşıdır” şeklinde tezvirat yaptı.
Tarih arşivlerinde tozlanmaya bırakılmış önemli bir olayı hatırlayalım. Azerbaycan 1918’de işgal altındaydı. Hem Rus ordusu hem de bölgede bulunan Ermeni çeteleri Kafkasya’dan Azerbaycan’a kadar geniş bir bölgede soykırım yapıyordu. Üstelik soykırıma uğrayanlar yalnızca Azerbaycan halkı değildi, burada yaşayan Yahudi ve Kürt nüfusu da sistematik biçimde yok ediliyordu.
Dünya savaşından henüz çıkmış ve ciddi yaralar almış olan Osmanlı, Azerbaycan’da bir onur savaşı verecekti. Ordunun komutası Enver Paşa’da idi. Mürsel Paşa ve Nuri Paşa’yı derhal bölgeye gönderdi. Kafkas İslam Ordusu adını alan ordunun komutanı Nuri Paşa yalnızca 28 yaşındaydı. Kendi 28 yaşınızı hatırlayın, Nuri Paşa’nın nasıl bir sorumluluk üstlendiğini daha iyi anlayacaksınız.
İşte Kafkas İslam Ordusu Bakü’ye doğru yürürken Azerbaycan halkı arasında Kafkasya Marşı söylenmeye başlanır. Marş şu şekildedir:
Kafkasya dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
Kader böyle imiş ey garip ana
Kanım helâl olsun güzel vatana.
Tanıdık geldi değil mi? Anadolu coğrafyası işgal altındadır İzmir 1919’dan beri Yunan işgalini yaşamaktadır. Enver Paşa’nın general unvanı verdiği ve ta harp okulundan beri tanıdığı Mustafa Kemal Paşa kurtuluş mücadelesini başlatmıştır. Paşa unvanını aldığında 35 yaşındadır. Bu yaşa gelinceye kadar tıpkı Enver, Nuri ve Mürsel Paşalar gibi hayatının büyük bir bölümünü cephelerde geçirmiştir.
Nuri Paşa 1918’de Bakü’yü düşman işgalinden kurtarır ve bağımsız Azerbaycan’ın kuruluşuna öncülük eder. Bununla da kalmaz modern anlamda Azerbaycan ordusunun kurulması ve eğitilmesini de sağlar. Nuri Paşa’nın öyküsü ne yazık ki unutuldu. Haliç’te kurduğu silah fabrikasında bir patlama sonucunda şehit olan ve küçücük bir tabutla gömülen bir kahramandır. Yine de bir müjde olarak söyleyeyim; Kafkas İslam Ordusu ve Nuri Paşa’yı anlatan uzun metraj bir belgesel yakında yayında olacak. Oradaki ruha baktığınızda bugün Karabağ’da yaşanan dayanışmayı ve kardeşliği daha iyi anlayacaksınız.
Dönelim İzmir’e.. 9 eylül 1922’de İzmir düşman işgalinden kurtarıldı. Türk milleti bu defa Kafkasya marşında küçük bir değişiklik yaparak “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” şeklinde aynı marşı seslendirdi.
Gerek Azerbaycan’da gerekse İzmir’de dağlarda açan çiçekler şehitlerimizdir. Doğu cephesi ve İzmir şehitliklerini gidip görün. Bu dağlarda sonsuza açan çiçeklerin aynı olduğunu göreceksiniz. Bir şeyi daha göreceksiniz: Bulunduğumuz coğrafya kaynarken, ülkeler işgal edilerek uzaktan yönetilirken emperyalistlerin neden Türkiye’ye dokunmaya cesaret edemediğini anlayacaksınız. Dokunamayacaklar çünkü şairin dediği gibi:
Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır.
Kafkasya ve İzmir dağlarında sonsuza açan çiçeklere selam olsun!