Rusya-Ukrayna savaşının hatırlattıkları
- RUSYA, SALDIRGAN İŞGALCİYSE; ABD DE KURTARICI İŞGALCİDİR
- ZARURET, ESARET GETİREBİLİR
- METEHAN’IN ATLI OKÇULARI
- BİR AVRUPA DEĞERİ EN SON KAÇA OLUR?
- ERKEKLERİN ASKERE GİTMESİ ÖNEMLİYMİŞ
- ASIL SAVAŞ HAZIRLIĞI BANKAMATİKLERE PARA BİRİKTİRMEKMİŞ
- İDEOLOJİLER SEYRELTİLMİŞ ŞİZOFRENİDİR
- TOPRAĞIN SAVUNMASI HAVADA BAŞLAR
- HERKESİN AJANI KENDİNE
- JEOPOLİTİK HAFIZASI OLMAYANIN VATANI DA OLMAZ
- YENİ DÜNYA DÜZENİ DEDİKLERİ KUMAR MASASI ÇIKTI
- EL ELE TUTUŞUP KINAYALIM
Şehirleri Ruslar tarafından bombalan Ukrayna’nın Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, “Yalnız kaldık. Kimse bizim için savaşmak istemiyor,” dedi.
Eyvah! Bilmiyor. Eyvah! Etrafında bilen kimse yok. Eyvah! Bilenler varsa onları dinlemiyor. Eyvah! Ukrayna devleti Rusya, AB ve ABD’ye angaje olmuş adamlarla dolu, manipüle ediyorlar.
“Yalnız kaldık. Kimse bizim için savaşmak istemiyor” Bu laf denir mi, böyle şey söylenir mi?
Küresel sistem, müttefik devletler, dost devletler, stratejik ortak vb… Bu tanımların bir pazarlama zırvası olduğunu artık çocuklar bile biliyor.
RUSYA, SALDIRGAN İŞGALCİYSE; ABD DE KURTARICI İŞGALCİDİR
Savunmadayken dost ülke olmaz. Dostluk, saldırırken olur. Seçilen ava birlikte saldırırsın payını alırsın. Savunma tek başına yapılır, ortaklaşa yapılan şey saldırıdır. Amerika ile Rusya arasında Ukrayna üzerine süren anlaşmazlık “paylaşma” üzerine. ‘Karadeniz'de sınırı olan, Amerikan uydusu bir devlet olsun mu, olmasın mı?’ ABD ve Rusya’nın meselesi bu. Ukrayna kimsenin umurunda değil. Ukrayna sadece Ukraynalıların umurunda. Başkası ilgilenmez. İlgilenmesin de zaten. ABD, Ukrayna’ya “Ben sizi Rusya’dan kurtardım,” derse hayat Ukrayna için daha mı iyi olacak? Peh! Rus işgali neyse, Amerika’nın kurtarma işgali de aynı şeydir.
Hatırlamak lazım: Rusya, saldırgan işgalciyse; ABD de kurtarıcı işgalcidir! Fransa’nın Ukrayna’ya silah gönderdiğini, bir diğerinin asker gönderdiğini düşünelim. Neden yapacaklar bunu? İyilik olsun diye mi? insaniyet namına mı? Şan olsun, şeref olsun diye mi? Hadi canım! Buna inanan yoktur artık, değil mi? Yaparlarsa pay almak için yapacaklar. Bu kadar beklemeleri de pazarlıkların uzun sürmesinden. Saldırgan olanla, korumacı olan arasında, sebep olacakları yıkım ve sömürü açısından fark yoktur. Aralarındaki mesele rakip olmalardır. Ülkeler saldırınca değil, korurken işgal edilir.
Hatırlamak lazım: Dünyayı Hitler’den koruduğunu iddia eden İngiltere, Rusya ve Amerika, 1945 yılında Yalta Konferansı’nda dünyayı ‘korumak’ için işgal etmişlerdi.
ZARURET, ESARET GETİREBİLİR
Ya kendi petrolümüzü, gazımızı bulacağız ya da yerine başka bir şey kullanacağız. Ruslarla yapılan doğal gaz anlaşması, -ne kadar karlı olursa olsun- onlara şantaj için fırsat vermek demekmiş.
2017’den beri Avrupa’nın burnundan getirdi. Oturun, donun, Ruslara minnet etmeyin. Rusların SU25 uçakları ya da bombalarından daha tehlikeli bir diğer silahı Gazprom şirketi mesela. Rus askeri korkaktır, tankın içinde ağlar. Vagner istediği ödemeyi almazsa, silahını omuzuna takıp en yakın bara votka içmeye gider. Savaş hiç umurunda olmaz. Çok bombası var Rusların, atmakla bitmez ama o bombayı atacak askerinde inanç yoktur. Bunlar korkulacak şeyler değil. Ama Gazprom’dan korkulur.
Ahmet Cevdet Paşa’yı rahmetle hatırlamak lazım. “Esaret ihtiyaçla başlayan, korkuyla büyüyüp, konforla kör eden bir çürümedir.”
METEHAN’IN ATLI OKÇULARI
Yiğitler vardı. At üzerinde çok güzel gidiyorlardı ama okçular durup bekliyordu. Bir gün okçu, ata bindi. Hem gitti hem vurdu.
Bugün de öyle. Dünyanın her ülkesinde savaş uçakları ve SİHA’lar var. Ama pistleri sabit duruyor. Düşman, sabit duran pisti vurunca tekerlekli, uçan ne varsa duruyor. SİHA ya da 5. nesil savaş jeti fark etmez. Tekerleği olan, uçan silahlar yeni çağın silahları değilmiş artık. Rusya, pistleri vurunca tekerlekli olan uçan makinalar uçamadılar. Tekerlekli hava araçları iç güvenlik, terörle mücadele, istihbarat ya da barış anında nokta atışı operasyonlar içinmiş. Bu çağın hava efendileri dikey iniş kalkış yapanlar. Metehan’ı hatırlamak, sabit duran ne varsa hareket kazandırmak lazım.
BİR AVRUPA DEĞERİ EN SON KAÇA OLUR?
En küçüğü Finlandiya’dan en büyüğü Amerika’sına kadar ne kadar batılı devlet varsa hiçbirinin ipiyle kuyuya inilmez.
Uygarlık diye kakaladıkları Batı’nın tamamı kategorik olarak yalancı ve korkak. “Eiffel kulesine bayrak mı yansıtalım, sosyal medya profillerimize Ukrayna bayrağı mı koyalım?” diye tartışan kıt akıllı ergenler gibiler. Sömürge konforuyla caka satan korkak ve yalancı bir Avrupalıya malını sat, ticaretine bak, o ne derse desin dönüp bakma bile.
“Avrupa değerleri; saçma sapan dedikodular ve çıkar için yapılan pazarlıkların laf kalabalığından başka bir şey değildir,” diyen büyüklerin nasihatini hatırlamak lazım.
ERKEKLERİN ASKERE GİTMESİ ÖNEMLİYMİŞ
Nöbeti, silahı, emir-komutayı, savaşı, organizasyonu, İKK’yı, mevziiyi, birlikleri, cepheleri bilmeyen erkeklerin ülkesi işgal edilmeyi bekleyen gevezeler kümesi gibi oluyormuş.
Bir sansar, bütün kümesin altını üstüne getirdi ‘gık’ diyecek horoz yok. Erkek askere gidecek. “Efendim, vatana hizmet sadece askerlikle olmaz, ben ticaret yapıyorum orada aylarca durmam bana şu kadar paraya mâl olur, ülke katma değerden zarar eder, ben bilim adamıyım, ben şarkıcıyım, ben tiyatrocum…” lafları ülkeyi işgal için zemin hazırlamak demekmiş.
“Her Türk asker doğar ama asker olamayabilir.” uyarısını hatırlamak lazım.
ASIL SAVAŞ HAZIRLIĞI BANKAMATİKLERE PARA BİRİKTİRMEKMİŞ
Kerkük, Musul, Güney Azerbaycan, Azerbaycan, Kıbrıs, 12 Adalar, Batı Trakya ya da Bosna için savaşa girmeye niyetlenirsek hazırlığa önce bankalardan ve bankamatik farelerinin parasından başlamak lazımmış.
ABD, Rusların borsasına ve bankalarına daldı. 2 gün önce Meclis’inden bir kişinin bile muhalefet etmediği Rusya’da konu para olunca Ruslar “barış” diye sokağa dökülüp Putin’i protesto etmeye başladı. Amerika, “Silah göndermeyeceğim, sizi bankalarınızdan, borsanızdan vuracağım,” dedi. Toplumların bir kesiminde para söz konusu olduğunda şeref, namus, vatan lafta kalabiliyor demek ki. “Ben cebime girene bakarım,” diyen zihniyetin bir baremi olmalı. Çoğalıp sınırı aşmamaları için eğitime önem verilmeli.
‘Alan el’ olarak büyütülen nesillerin, ‘veren el’ olmayı bilemedikleri için yerleşen dilenci ahlakının, sadece kendilerine olan saygıyı değil, vatan aidiyetini de çürüttüğünü hatırlamak lazım.
İDEOLOJİLER SEYRELTİLMİŞ ŞİZOFRENİDİR
“Rusya, Türk yapımı SİHA düşürdü” iddiasına göbek atıp sevinenleri bir yere kaydetmek lazım. Bir savaş anında düşmana çalışıp onlar adına komşularının evini yağmalamaya çıkacak olan iş birlikçiler onlar işte. Gençlere İstanbul’un işgal sürecinde yaşananları, Pera Palas’ta peşkeş partilerini iyi anlatmak gerekiyormuş. İşte, ‘ideoloji’ denilen zihin laneti insanları böyle deliliklere sürükleyip düşmanlar için kullanışlı alçaklar haline getiriyor.
Merhum Cemil Meriç’in “izm”leri (ideolojileri) “idrakimize giydirilen deli gömlekleri”ne benzetmesini hatırlamak lazım.
TOPRAĞIN SAVUNMASI HAVADA BAŞLAR
Hava savunma sistemi bekânın temeliymiş. Yemeyip içmeyip hava savunma sistemini çeşitlendirmek ve var olanları daha da geliştirmek için yetki kimdeyse ona destek olmak gerekiyormuş. Başta HİSAR sistemlerine, S400’e ya da Ar-ge çalışması yapan kurum ve kuruluşlara karşı nefretle saldıranların hepsi aslında havada bir savunmamız olmasına razı gelmeyen emperyalizmin sözcüğünü yapıyormuş. Bütün o dedikodular, deli saçması analizler, dayatmalar, tehditler, hep bu yüzden işte. Rusya, Ukrayna’nın az da olsa çalışan hava savunma sistemini çökertti önce. Sonra alay ede ede bombalamaya başladı şehirleri.
2. Dünya Savaşı ile dünyanın bütün askeri literatürüne giren, “Dost uçak diye bir şey yoktur.” kuralını hatırlamak lazım.
HERKESİN AJANI KENDİNE
Dışarıdan fonlanan STK, medya, enstitü, siyasetçi… Kim varsa, hepsinin faaliyetleri yasaklanmalı. Çünkü ülkelerde işgal önce buralardan başlıyor. Ukrayna’nın başına gelen felaketin üzerini örten bütün yalan haberler, Ukrayna içindeki Rus veya Amerikan ajanlarının faaliyetleriyle oluyor.
2014 yılından beri ayrılıkçıları organize edenler, dün “bağımsızlık ilânı” diye Rusya işgaline kapıyı açanların hepsi, dışarıdan fonlanan Ukraynalı gazeteciler, vakıflar ve siyasetçilerdi.
Kanuni Sultan Süleyman Han Hazretlerinin, “Fransızlar para istiyor, ne yapalım?” sorusuna, “Ver Paşa ver. Bugün para alan, yarın emir alır,” dediğini hatırlamak lazım.
JEOPOLİTİK HAFIZASI OLMAYANIN VATANI DA OLMAZ
Jeopolitik hafıza bir ülkenin temelidir. Biz istediğimiz kadar Deli Petro diyelim, Ruslar Büyük Petro diyorlar. Bize göre Çarlık kötü, Ruslara göre ise tarihi temel. 22 Nisan 1923 yılında dünya gaz ve toz bulutuymuş gibi anlatıp 23 Nisan sabahı hop diye yoktan var olan bir Türkiye anlatısı köksüz, her üfürüğe savrulan, kapanın elinde kalan bir nesil yetiştirmek demektir.
Rusya, Suriye’de yaptığı işgalin ve katliamın temelini Çarlık döneminin bile öncesine taa Kiev devletine dayandırıp “Akdeniz, benim büyük Karadeniz’im” diyor. Sahnede sarıldığı çocuğu sarsarak “Rusya’nın sınırları yoktur” diyen Putin, bu sözünü de jeopolitik hafızadan alıyor. Jeopolitik hafızasını yitirmiş ya da reddetmiş devletler şehrin sokaklarında rastgele yürüyen demans hastaları gibidir.
Hun Devleti’nin, Göktürklerin, Hazar İmparatorluğu’nun, Uygurların, Karahoca Uygur Krallığı’nın, Karahanlıların, Peçenek Hanlığı’nın, Tolunoğullarının, Kimek Kıpçaklarının, Akşitlerin, Oğuz Yabgu’nun, Gazne Devleti’nin, Büyük Selçuklunun, Suriye Selçuklu Devleti’nin, Anadolu Selçuklunun, Zengilerin, Erbil Beyliği'nin, Delhi Sultanlığı’nın ve Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları benim sınırlarımdır. Hepsi benim devletimdir. Türkiye Cumhuriyeti bakiye değildir, hepsinin devamıdır.
Türkler için, şehit mezar taşlarının “sınır taşı” olduğunu hatırlamak lazım.
YENİ DÜNYA DÜZENİ DEDİKLERİ KUMAR MASASI ÇIKTI
Yalta Konferansı ile başlayan yeni dünya düzeni o kadar da sarsılmaz büyük bir şey değilmiş. İki kere daha bir yerlerinden itilse devrilecek gibi duruyor. Büyük üçlü dedikleri üç sömürgeci Churchill, Roosevelt ve Stalin 1945 yılında oturup dünyayı paylaşmışlardı. Para, banka, kim Rus’çu kim Amerikan’cı olacak, ülkeler nasıl bölünüp sömürgeleştirilecek diye plan yapmışlardı. Obama döneminden sonra Amerika “Bu haritayı biraz esnetelim,” dedi ve Ukrayna’yı kapı yaparak Karadeniz’e sızmaya kalktı. Ukrayna ise nasıl ve ne için kullanıldığını anladığında artık çok geçti. Bir gün o Yalta masasına tekme vurulacak. Artık Stalin yok. Amerika’nın emperyalist ideolojisi giderek güçleniyor ama Rusya’nın nüfuz alanı kurmak için kullandığı Komünizm denilen diktatörlük ideolojisi artık yok.
Peki Rusya, nasıl varlık inşa edecek? Mecburen Yalta masası tekmelenip yeni masa kurulacak. Siyonist İsrail’in kurulduğu masaya tekme vurmak, İsrail’i yıkmak olur. Bu sebeple Putin, İsrail’e garanti verdiği gün Yalta masasının bir tekmelik canı kaldığını hatırlamak lazım.
EL ELE TUTUŞUP KINAYALIM
ABD, Rusya’ya karşı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (BMGK) bir karar taslağı hazırlayacakmış. Peki. Kim bu BMGK? Rusya, ABD, İngiltere, Fransa ve Çin. Bu beşinden biri teklifi “veto” ederse konu kapanıyor. Geçer mi herhangi bir karar?Üstelik Rusya, dönem başkanıyken? Mümkün mü? Bu da işte ABD’nin ölümcül gevezeliklerinden birisidir.
Sonuç olarak: Dünyanın 5’ten büyük olduğunu hatırlamak lazım.