Bilim Kurulu üyesinden norovirüs uyarısı! Koronavirüse benziyor

Bilim Kurulu üyesinden norovirüs uyarısı! Koronavirüse benziyor

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, okulların açılmasıyla çocuklar arasında sıkça görülmeye başlanan norovirüsün koronavirüs ile karıştırıldığını açıklarken "salgın" uyarısında bulundu.

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, okullarda Yüz yüze eğitimin başlamasıyla görülme sıklığı artan Norovirüs hakkında uyarılarda bulundu.

Norovirüsün dünyadaki ishalli hastalıkların en sık nedeni olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, bu enfeksiyonun da kolaylıkla Salgınlara yol açabileceğini söyleyerek "Norovirüs salgın yapabilir. Çünkü çok kolay bulaşabilir. Kovid gibi kapalı ortamlarda, yakın temasta bulaşma riski artar. Hızlı yayılır. Mesela sınıfta bir çocuk kustuğunda o sırada çevreye yayılan partiküllerden bile diğer çocuklara bulaşabilir. Çok çok kolay yayılabilen bir virüs" şeklinde konuştu.

İSHAL YA DA KUSMAYA DİKKAT! "OKULA GÖNDERMEYİN"

Hekimlerin aslında Norovirüs'e çok alışık olduğunu okullar her açıldığında kalabalık ortamlar olduğu zaman genellikle yaygınlaştığını da söyleyen Prof. Dr. Yavuz, Kovid pandemisinden sonra ailelerde artan "Çocuğum Kovid mi oldu?" endişeyle ilgili de "Genellikle ishal ve kusma yapar. Ateş çok gördüğümüz bir tablo değildir. Sınıfta 5-10-15 kişi, kısa bir süre içinde hastalanabilir. Buradan da anlarız Norovirüs olduğunu. Evde kalıp sıvı ve elektrolit replasmanı yeterli olur. Başka bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Ancak çok kusuyorsa çocuk, ağızdan beslenemiyorsa belki damar yolundan desteklemek gerekebilir. Kovid'le karıştırılmamalı Norovirüs. Her ne kadar Kovid de ishalle seyretse de bazen, genelde solunum yolu semptomları da eşlik eder. Ateş olur. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, Norovirüs'te bunları pek görmeyiz. Solunumsal semptomlarla, tat koku kaybı vs. beraber ishal varsa belki Kovid yönünde düşünülebilir. Okula yeni başlayan çocukların velileri belki endişeli olabilir ama eski veliler Norovirüs'ü biliyor aslında. Ama geçen yıl çocuklar hiç okula gitmediği için, unutuldu biraz. Bunun için de belki kaygılar fazla. Endişe etmeye gerek yok ama hasta olan çocukların kesinlikle okula gönderilmemesi lazım. Hem Kovid hem de diğer viral enfeksiyonların yayılmasında en kritik nokta bu aslında" ifadelerini kullandı.

AŞILANMA YÜZDE 80 OLANA KADAR...

İstanbul'un son durumuyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yavuz, şunları söyledi: "Trafik facia gerçekten. Bu demektir ki İstanbul çok kalabalık artık. Herkes döndü. Dolayısıyla her türlü viral hastalık için bir besi yeri ortamı oluştu. Kovid aşıları ölümden ve ağır hastalıktan korunmada çok çok etkili. Aşı olanlar çok daha nadiren ölüyorken şu anda aşı olmayanlar ölüyor, bunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz. Sağlık Bakanlığı verileri de bu yönde. Kontrollü, sosyal yaşama devam etmek zorundayız. Herkes aşısını olacak ama aşı olanlar da dahil olmak üzere kapalı ortamlarda ve yakın temasta kesinlikle maske çıkarılmayacak, çok sayıda insanla görüşülmeyecek. Aşılanma oranımız yüzde 80'lere ulaşana kadar kontrollü sosyal yaşama uyumaya devam etmek zorundayız. Aşı sırası gelen de çocuklar da dahil hemen olmalı."

İSRAİL'İ ÖRNEK VERDİ

Toplumsal aşılamada yüzde 80'lere ulaşmadan kontrollü sosyal yaşamı bırakmanın İsrail'deki gibi sonuçlara yol açabileceğine de değinen Prof. Dr. Yavuz, uyarılarını şöyle sürdürdü: "Kontrollü devam etmezsek, aşı yüzde 90 korusa bile, koruyamadığı yüzde 10'luk grup aşılı olduğu için birdenbire yüzlerce insanla görüşmeye başladığı zaman, enfekte olduğunda bütün topluma hızla yayılıyor hastalık. Aşılanmış olmak davranış değiştirdiği için, aşılanmışların içinde hastalananlar düşük oranda bile olsa çok daha fazla insana temas ederek bulaşların artmasına yol açabiliyorlar. Aşıda hedeflenen noktalara ulaşana kadar kontrol önlemlerine devam etmek zorundayız bu nedenle. İsrail'de mesela, önlemlere yeterince dikkat edilmedi, aşısızlar ve aşının etkisi geçenlerde vaka sayıları hızla arttı."

"ÖLÜM SAYILARI YÜKSELMEDİ"

Aşılanmaya rağmen ölüm sayılarının daha fazla olduğu yönündeki tartışmalara da değinen Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: "Daha az test yaptırıyoruz gibi geliyor. Aşılananlar hastalığı çok hafif geçirdiği için belki daha az teste gidiyor. Yine insanların bir kısmı da karantinadan çekindiği için teste gitmek istemiyor. Böyle bir eğilim gözlemliyorum ben. Alfa pikini hatırlarsanız 60 binlere çıkmıştı vaka sayıları. İngiltere'de Delta pikinde yine aynı yüksek vaka sayıları çıktı ki onlar bizden çok daha yüksek aşılama oranlarına sahip olduğu halde. Bizim (vakaların daha düşük olup ölüm sayılarının daha fazla görünmesi) test yapma stratejimizle de ilgili. Semptomatik olanlara test yapıyoruz. Dolayısıyla asemptomatik geçirenlerin teste gitmediğini düşünüyorum. Bu da vaka sayısı ve ölüm sayılarındaki pay ve paydayı değiştiriyor. Ölüm oranlarının daha yüksek görünmesine yol açıyor gibi. Bu bir hipotez tabii, benim tahminim sadece. Bir de Delta varyantta mortalitenin daha yüksek olduğu ile ilgili veriler de var ama bu da henüz tahmin, kesin kanıtlanmış değil şu anda."

(DHA)

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz